26 Ocak 2012 Perşembe

Türküm Doğruyum Bu Haldeyim!


92 yaşındaki dedem Mehmet Ali'nin dünyaya gözlerini açması Cumhuriyet'in doğuşuna  denk gelir. Karlı ve soğuk ve zor şartlarda mı olmuştur doğumu, patoz mevsiminde mi bilinmez ama o günden bugüne taşıdığı yaşanmışlıkları, mirası hepimiz tarafından bilinir. Asimilasyonun izleri yüzündeki çizgiler kadar derin işlemiştir sözlerine, ruhuna. Ki bir gün şöyle bir olay vuku bulur: üç beş yıl önce geçirdiği bir kaza sonucu kalça kemiği kırılmış, bir dizi operasyondan sonra yürüme sıkıntısı yaşamış olan dedem şehirlerarası otobüs yolculuğu esnasında, molada otobüsten inmede sorun yaşar ve yaşatır iner ve şöyle bir etrafına bakar ve: "Türküm, doğruyum, bu haldeyim" der. Dedemin bu çaresizliği ve güvendiği dağlara yağan karların fırtınası işte tam da bugünkü devlet projesi Kürtleri çağrıştırır bana.

Dedemin yıllardır inandığı "Zazaca konuşan Türkleriz biz; Kürt değiliz" masalı şimdi yeni versiyonuyla devam ediyor Kürdüz ama "BÖLÜCÜ" Kürtlerden değiliz. Devletimiz büyüktür ve yaşasın hükümetimiz tezahürünü almıştır. Proje Kürtlerinden Burkay ayağının tozuyla yaptığı ilk açıklama ile: "Ülkede Hükümet''in başlattığı bir açılım süreci vardır, duraklasa bile düşündüğümüz hızla ilerlemese bile yine de cesaretli bir adımdır ben umuyorum ki yeniden başlayacak ve ben kişi olarak buna destek vermek istiyorum." demeciyle dönüşünün büyük anlam ve önemini belirtmiş ve "statükoya" karşı Hükümet'e açık destek vereceğini ve verilmesini talep etmişti. Neyse efendim kendisini karşılayan ve gelişine sevinen 150-200 hadi ben diyeyim 500 Kürt hatırına vay hoş gelmişsin diyelim dedik ve bekledik.

Fakat anladık ki Burkay hala sarılacak bir kedi bulamamış ki geldiğinden beri Kürt Hareketi'ne karşı yürüttüğü kampanyayı doz doz artırarak sürdürmeye devam ediyor ve hareketin değerlerine asılsız ve pervasızca saldırıyor. Kendi kendime diyorum ki velev ki haklısın be adam her şeyi Kürtler için iklimin değişmesi için yapıyorsun e tamam da be hey:
- 34 insan Roboski'de katledildi neredeydin kardeşlerine başsağlığı dilemeye gittin mi, sağduyulu olma çağrından başka ne yaptın?
- Van'da deprem oldu, neredeydin bir enkaz taşına el attın mı, bir çadıra gittin dert dinledin mi?
- Seçilmiş Kürt milletvekillerin hapishanelerde bir kart attın mı, halkının yanında olup verdiği oyların derdine düştün mü?
- Sevmiyorsun biliyoruz ama kimyasal silahla katledilen gerillalar için Başbakanına barışa hizmet etmez dedin mi?
diye de sorularım/ızı çoğaltıp neye hizmet ettiğini anlamamızı kolaylaştırdığın için de sana teşekkür ediyoruz.
 
Şimdi derdim Burkay'la, Muhsin'le ya da İbrahim'le ya da
hatırı kalmasın Ümit Fırat ve diğer versiyonlarıyla hiç değil. Bu vatandaşlar birbirlerine bozacının şahidi şıracı şeklinde tanıklık ede dursunlar da benim tek amacım dedemin bu yaşında yaşadığı hayal kırıklığını yaşamasınlar arzusundandır. AKP ile kol kola yürüttükleri bu "razıysan gel benimle" yürüyüşüne, sahip olamadıkları kedicikler uğruna kendilerini daha fazla feda etmesinler diyedir serzenişim. Hem kedi bu nankörlüğü de tutar neme lazım!  Böl, parçala, yönet politikası bir üst leveliyle devam ederken sadece  aktörlerin değiştiğini görmek de  bu kadar zor olmasa gerek değil mi?

Tarihimizde önemli bir versiyon olan Beko fesadı da şöyle bir anmak geçti içimden.

3- 5 yıl sonra düştükleri hale bakıp, üzerlerindeki gözlerle yüzleşme cesareti bile bulamayacak olan Proje  Kürtlerinin, acınarak "Türküm, doğruyum bu haldeyim" sözlerini ise şimdiden duyar gibiyim.

1 yorum: